15 Aralık 2013 Pazar

HUKUK TERİMİ VE HUKUKUN ÇEŞİTLİ ANLAMLARI

HUKUK TERİ VE HUKUKUN ÇEŞİTLİ ANLAMLARI


Hukukun Çeşitli Anlamları

Hak sözğünün çoğulu olan hukuk, dilimize Arapçadan geçmiştir. Bugün hukuk” kelimesinin günlük dilde ve öğretide çeşitli anlamları vardır. Hukuk” sözğü, tek başına bir kavram olarak kullanıldığı gibi bazı nitelemelerle birlikte kullanılarak da dişik anlamlar kazanmaktadır. Türede hukuk ile haklar çoğunlukla farklı anlamları karşılar. Hukuk toplum hayatında uyulması zorunlu bir kısım kuralları belirtirken, hak sözğü bu kurallardan kişiler lehine doğan yetkiyi ifade eder2.

Hukukun sözlük anlamı haklar” demektir. Örnin kimsenin hukukunu çiğneme öğüdünde bu anlamında kullanılmıştır. Yine “onunla yıllara dayanan hukukumuz vardır örnindeki gibi, halk dilinde bir kimse ile dostluk ve iyi ilişkileri ifade eden bir kavram olarak kullanılır.

Hukukun bu sözlük anlamının yanı sıra doktrinde hukuka ilişkin birçok tanım yapılmıştır. Öğretide hukuk, amandan hareketle de tanımlanmaya çalışılmıştır. Buna göre, hukuk toplumun genel yararını veya ortak iyilini sağlamak amacıyla insanların birbirleriyle olan sosyal ilişkilerini düzenleyen, yetkili makamlarca
konulmuş ve devlet müeyyidesi ile desteklenm olan sosyal düzen kurallarıdır.
Yapılan tanımlar ışığında hukukun amacı;

· Toplumsal düzen ve barışı sağlamak

· Toplumda eşitliği sağlamak

· Hukuki venliği ve rriyeti sağlamak

· Adaleti gerçekleştirmek olarak belirtilebilir.

Hukuk kelimesi kısmen bir usul terimi olarak bir davanın niteliğini veya bir davaya bakacak yargı organını belirtmek ya da bir grup davayı veya mahkemeyi diğerlerinden ayırmak için de kullanılır. Örnin hukuk davası, hukuk mahkemesigibi.

Dar anlamıyla hukuk kelimesi belirli bir konudaki hukuk kurallarını veya hukuk biliminin bir dalını ifade etmekte de kullanılır. Örnin idare hukuku, ceza hukuku, ticaret hukuku gibi.

Son olarak hukuk bazen bir düzeni veya kurallar sistemini belirtmek için de kullanılır. Meselâ Roma Hukuku, Anglo-Sakson Hukuku, İslam Hukuku, Türk Hukuku gibi.

Pozitif hukuk - Müspet hukuk - Mevzu hukuk - Dogmatik hukuk

Bir toplumda, belirli bir dönemde gerli olan hukuk kurallarına yürürlükteki hukuk denir. Yürürlükteki hukuk “olan hukuktur” (de lege lata) ve doktrinde buna pozitif hukuk, müspet hukuk da denir (Önen, 1991: s. 42). Öğretide her yazar bu terimlerle aynı şeyi ifade etmemekte, bu da bir nevi karışıklığa yol açmaktadır. Pozitif kelimesi Türkçede hem olumlu (müspet), hem de konulmuş (mevzu / posé) anlamlarına gelmektedir. Bu nedenle yürürlükteki hukuku, pozitif hukuk olarak adlandıranlar olduğu gibi müspet hukuk” şeklinde isimlendirenler de vardır. Yürürlükteki hukuku ‘pozitif hukuk’ ve müspet hukuk’ şeklinde adlandıranlar, bunu belirli bir ülkede belirli bir dönemde yürürlükte bulunan yazılı olan ve yazılı
olmayan bütün hukuk kurallarını ifade etmek için kullanırlar. Bu yazarlaryürürlükteki hukukun yalnız yetkili makamlar tarandan konulmuş olan (kanun,tük, yönetmelik gibi) yazıkurallarını belirtmek için ise “mevzu hukuk terimini kullanırlar. Bu anlamda mevzu hukuk, yürürlükteki hukukun (yalnızca yazılı kurallardan oluşan) bir bölümünü teşkil eder ve pozitif (diğer bir rüşe göre müspet) hukuka nazaran daha dar bir kavramdır. Buna göre pozitif hukuk, yazılı olsun olmasın yürürlükteki tün hukuk kurallarını ifade ettiği halde mevzu hukuk sadece yazılı olan, diğer deyle yetkili organlar tarafından konulmuş bulunan” kuralları kapsar (Bozkurt, 2004: s. 27).

Bir kısım hukukçular ise pozitif hukukun konmuş (vazedilmiş) hukuk anlamına geldiğinden bahisle, sadece yetkili makam tarafından konulan hukukun karşılığının ancak mevzu hukuk olabileceğini, bu nedenle yürürlükteki hukukun pozitif ya da mevzu hukuktan daha geniş bir kavram olduğunu, zira bunun, mevzu olan yazılı hukuk kurallarının (mevzuatın) yanında, yazıolmayan hukuku (örf ve âdet, teamüller) ve mahkeme kararlarını (içtihatları) da kapsadığını belirtmektedirler (Teziç, 2006: s. 4-5).

Pozitif hukuka hukuk dogmatiği’ veya ‘dogmatik hukuk’ denildiği de görülmektedir. Dogmatik hukuk, var olan hukuk kurallarını sistemleştiren, eleştiren ve yorumlayan bir hukuk dalıdır. Hukukî bir sorunla karşılaşıldığında, hukuk uygulayıcıları bunun çömünü yürürlükteki hukuka göre yapmak zorundadırlar.

Tabiî hukuk Doğal hukuk İdeal hukuk

Yürürlükteki hukuk “olan hukuktur” (de lege lata) ve bu hukuk kurallarını sistemli olarak inceleyen bilim dalına da pozitif hukuk bilimi, ya da hukuk dogmatiği denildiğini görmüştük. Oysa hukuk bilimi yalnızca olan hukuku açıklamakla yetinemez. Yalnızca yürürlükteki hukuk kurallarının incelenmesi hukuk bilimi olamayacağı gibi, bu hukukun ilerlemesi için yeterli de dildir. Hukukçu, belli bir sorunda başka ülkelerdeki hukukla karşılaştırma yapmak, öte yandan yürürlükteki hukukun tarihî köklerini araştırmak ve yürürlükteki kuralların toplumun ihtiyaçlarına uygun olup olmadığını, böylece gelecekteki kuralların nasıl olması gerektiğini ortaya koyarak hukuk siyaseti ile raşmak zorundadır (Oğuzman, 1975: s. 2). Bu nedenle hukuk bilimi normatif bir bilim olarak nitelendirilmektedir.
Yürürlükteki kuralların toplumun ihtiyaçlanı en iyi biçimde karşıladığını söylemek her zaman mümkün değildir. Onun için yürürlükteki kuralların ihtiyaca cevap verip vermedinin değerlendirilmesinde, bir ideal hukuktan söz edilir. Tabiî (ideal) hukuk, pozitif hukuktan bağımz, onun dışında ve üsnde (Aral, 1985: s.
44), yaşayan, ulaşılması ideal olan hukuktur3 (Öztan, s. 25).

İdeal hukuku ilahî iradeye, insan aklına, ahlâki (etik) prensiplere dayandıranlar vardır. Kararlılıkla tabiî hukuk görüşünü savunanlara (Hatemi, 2004, s. 2) rastlanmakla beraber, bu görüşlerin günümüzde değerlerini önemli öüde yitirm oldukları savunanlar da bulunmaktadır (Tekinay, s. 7). Tartışmalar bir yana bırakılacak olursa ihtiyaçlara tam anlamıyla cevap vermeyen yürürlükteki hukukun ötesinde, gelecekte olması gereken hukukun (de lege feranda) oluşturulması da gereklidir. Ancak hukuki bir sorunla karşılaşıldığında, hukuk uygulayıcıları bunun çömünü yürürlükteki hukuka göre yapmak zorundadırlar (Sümer, 2009: s. 15). Hukuk bilimi ile raşanlar, bir sorunla karşılaştıklarında, bunun yürürlükteki hukuka uygun olarak çözümünü yaparlarken, olması gerekeni de ortaya koymalıdırlar.


  




2   Türkçede  hak  kelimes doğruluk,  tanrı,  hukuku kişilere  tanıdığı  yetki’  gibi  çeşitli anlamlara  gelir.  İngilizce  ha i right huku i law”  sözcükleri  kullanılırken Fransızca “droit” ve Almanca recht” sözcükleri hem hak hem de hukuk kavramlarını karşılar.





3 Öğretide AYBAY, tab hukuk ile ideal hukuk arasında bir ayma gitmekte, dal (tabiî) hukukun değişmez, ideal hukukun ise zamana ve mekâna göre değişebilen mükemmel bir hukuku öngörğünü ifade etmektedir. (Aybay-Aybay, 2003: s. 68). 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder