GİRİŞ
Kişiler arası ilişkileri düzenleyen ve Devlet tarafından yaptırıma bağlanmış toplumsal düzen kurallarına hukuk adını verdiğimizi artık biliyorsunuz. Bundan böyle, Hukuk'un, kişiler arasındaki çeşitli ilişkileri düzenleyen, değişik dallarını daha yakından inceleyeceğiz. Toplumsal yaşamda, her bireyin sıklıkla kendisini içinde bulduğu öyle bazı ilişkiler vardır ki, bunlar ağırlıklı olarak Medeni Hukuk'un konusunu oluştururlar. Bu ünitede Medeni Hukuk'un anlamı ve kapsamı üzerinde durarak, Medeni Hukuk derslerine genel bir giriş yapacağız.
KAVRAM VE TERİM OLARAK MEDENİ HUKUK
Dersimize, halk arasında oldukça yaygın olan bir yanılgıyı düzelterek başlayalım. Hukukçu olmayan kişilere, "Medeni Hukuk" sözünden ne anladıkları sorulduğunda çoğunun vereceği yanıt, "uygar hukuk" olur. Oysa bu doğru bir yanıt değildir. Yabancı dillerde "Civil Law" (İngilizce), "Bürgerliches Recht" ya da "Zivilrecht" (Almanca), "Droit Civil" (Fransızca), olarak geçen "Medeni Hukuk" sözcüğü, Roma Hukuku'nda "Jus Civile" terimiyle ifade edilmekteydi. Tüm bu sözcükler dilimize birebir çevrilmeye çalışılırsa "şehirli hukuku" anlamına geldikleri görülecektir. Şehirli sözcüğü ise Roma Hukuku'nda, Roma şehri içinde yaşayanlara, yani aslında Roma şehri vatandaşlarına uygulanan hukuk anlamına gelen sözcükten dolayı kullanılmaya başlanmıştır ve günümüzde bir ülkede yaşayan vatandaşlara uygulanan hukuk anlamında kullanılmaktadır. Gerçi bir ülkenin egemenlik sınırları içinde yürürlükte olan tüm hukuk kuralları o ülkenin vatandaşlarına uygulanır; ama Medeni Hukuk, vatandaşların birbirleriyle aralarındaki ilişkileri bakımından uygulanan hukuk anlamına gelmek üzere kullanılan bir tamlamadır.
"Medeni Hukuk" denildiğinde, öncelikle, bir ülkede yaşayan tüm vatandaşlara birbirleri arasındaki özel hukuk nitelikli ilişkilerinde uygulanan hukuk kuralları anlaşılır. Burada dikkat çekilmesi gereken husus, her ne kadar terimin kökeninde "şehirli" ifadesi yer alsa da o ülkede yaşayan şehirli ile köylü arasında bir fark olmadığıdır. Ayrıca bir sonraki ünitemizde Medeni Hukuk'un yer bakımından uygulanması ile ilgili açıklamaları yaparken de değineceğimiz üzere, Medeni Hukuk, bazen ülkemiz sınırları içinde yaşamayan vatandaşlarımıza dahi uygulanır; hatta zaman zaman ülkemiz sınırları içinde yaşayan yabancılara da özel hukuk nitelikli ilişkilerinde Medeni Hukuk kuralları uygulanmaktadır. Öte yandan Medeni Hukuk, vatandaşların belli açılardan Devlet ile aralarındaki ilişkiye de uygulanacaktır. Devlet ile vatandaşın Medeni Hukuk çerçevesinde bir ilişki içine girmesi iki şekilde olabilir. Birincisi Devletin vatandaşıyla bir özel hukuk ilişkisi içine girmesidir ve bu durumda ilişkinin taraflarından birinin Devlet olması herhangi bir önem taşımaz, çünkü böyle bir ilişkide Devlet kamu gücünü kullanmaz. İkincisinde ise, Devletin Medeni Hukuk ilişkisine dâhil olması, aslında vatandaşlar arası ilişkilerin sıhhati ve kontrolü için bir zorunluluktur. Örneğin Devletin her doğum ve ölüm olayından haberdar edilmesi gerekir. Nüfus kayıtları, tapu sicili, Devlet tarafından tutulur. Evlenme ancak Devletin resmî memuru tarafından kıyılacak nikâhla gerçekleşebilir. Evlenmenin geçersizliğine de boşanmaya da ancak hâkim karar verebilir.
Tüm bu açıklamalar Medeni Hukuk'un bir cümleyle tanımını yapmayı oldukça zorlaştırmakta ise de kısaca bir tanım yapmak için şunu söyleyebiliriz:
Medeni Hukuk, kural olarak ülkede yaşayan vatandaşlar ve bazen de yabancılar ile vatandaşlar arasında söz konusu olup bazen Devletin de dâhil olduğu ilişkileri düzenleyen bir özel hukuk dalıdır.
MEDENİ HUKUK'UN HUKUKTAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Her insan doğumla kişilik kazanmakla kalmaz, bir aileye de mensup olur. Böylelikle ailesinin ona, onun da ailesine karşı birtakım hak ve yükümlülükleri ortaya çıkar. Küçücük bir çocukken de yetişkin olarak da her birey çeşitli yaşamsal ihtiyaçlar duyar. Bunların büyük bir çoğunluğu parayla sağlanabilir. Bu yüzden her birey çevresiyle mal varlıksal birtakım hukuki ilişkiler içine de girer. Zamanla kendisi de bir aile kurmak ister ve bir başka bireyle, hatta o bireyin aile üyeleriyle de ilişkiler kurar. Bazen kurduğu bu aile yaşamını devam ettiremeyeceğini düşünür ve sonlandırmak ister. Bir gün gelir her insan ölür ve bu sefer sağlığında sahip olduğu özellikle mal varlıksal değerlerin akıbetinin ne olacağı sorusu gündeme gelir. Ayrıca bu kişinin ölümünden önce kişisel ilişkileri bakımından önemli bulduğu bazı son arzularının da ölümünden sonra gerçekleştirilmesini teminat altına almak ihtiyacı olabilir.
Bir insanı doğduğu ilk günden son nefesine kadar takip eden ve hatta ölümünden sonra bile önem taşıyabilen bu ihtiyaçlar ve ilişkiler yumağı içinde düşündüğümüzde, Medeni Hukuk'un önemini anlayabiliriz. Çünkü insanın yukarıda sözünü ettiğimiz tüm ihtiyaçlarına yanıt veren ilişkileri Medeni Hukuk'un kapsamına girer.
Bir insan yaşamı boyunca hiçbir suç işlememiş, hiçbir suçun mağduru da olmamış olabilir. Ömrü boyunca hiç yurt dışına çıkmamış olabilir. Kısacık bir yaşam sürdüyse Devlet otoritesiyle de hiçbir kamusal ilişki içine girmemiş bulunabilir. Bu yüzden Ceza Hukuku, Yabancılar Hukuku, İdare Hukuku, Vergi Hukuku, Yargılama Hukukları, Anayasa Hukuku, Uluslararası Kamu Hukuku gibi pek çok hukuk dalını doğrudan doğruya ilgilendiren ilişkiler içine hiç girmemiş ya da ancak nadiren girmiş bulunabilir. Oysa hiçbir insan Medeni Hukuk'un kapsama alanından dışarı yaşamı boyunca çıkamaz.
Medeni Hukuk'un önemini vurgulayabilmek için insan yaşamından örnekler vermiş olsak da Medeni Hukuk sadece gerçek kişi olan insanlara değil, tüzel kişilere de uygulanır. Aslında hukuk düzeninin hangi varlıklara kişilik tanıdığı sorusuna Medeni Hukuk kuralları yanıt verir ki bu yanıtı Kişiler Hukuku'na ilişkin derslerinizde yakından inceleme fırsatı bulacaksınız.
Medeni Hukuk'un tanımını yaparken Medeni Hukuk'un bazen kişilerle Devlet arasında geçerli birtakım ilişkileri de düzenlediğine değinmiştik. O zaman verdiğimiz örneklerde Devlet, vatandaşlar arası ilişkilerin sıhhati ve kontrolü için devreye girmek zorunda kalıyordu. Devletin kamu otoritesini kullanmasının söz konusu olduğu bu gibi ilişkiler de Medeni Hukuk'un kapsamına girdiği hâlde, aslında kamu hukuku karakteri taşırlar. Örneğin koruma amacıyla bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanmasına, ya da kişilerin vesayet altına alınmasına, evliliklerin ancak yetkili resmî memur tarafından kıyılacak nikâh ile kurulmasına ve ancak hâkim kararıyla sonlandırılabilmesine ilişkin kurallar da Medeni Hukuk kurallarıdır; ama kamu hukuku yönü ağır basan bir nitelik taşırlar. Yine de bu durum, Medeni Hukuk'un bir özel hukuk dalı olarak sınıflandırılmasına engel olamaz.
Özel Hukuk'un diğer dalları arasında görülen İş Hukuku, tacirlere uygulanan Ticaret Hukuku ve alt dalları da özel hukuk dallarıdır. Fakat özünde tüm bu hukuk dalları Medeni Hukuk'tan türemiştir. Medeni Hukuk, Medeni Yargılama Hukuku'nun da Devletler Özel Hukuku'nun da varlık sebebi olarak görülebilir.
Medeni Hukuk kuralları, öyle bazı kurallardır ki Hukuk'un başka alanlarında da yol gösterici ve tamamlayıcı rol oynarlar. Örneğin Medeni Hukuk'un bir alt dalı olan Kişiler Hukuku'nda öngörülen kişilerin ehliyetine ilişkin kurallar, Ticaret Hukuku alanında da İş Hukuku alanında da uygulama alanı bulur. Hatta bir kişinin ergin olup olmadığı sorusu Kamu Hukuku nitelikli bir ilişki çerçevesinde önem kazanıyorsa yine Medeni Hukuk'un verdiği yanıta göre hareket edilir. Bir kişinin belli derecedeki yakınlarının tanıklıktan çekinmeleri mümkünse bu yakınlığın hukuki olarak nitelendirilmesi de Medeni Hukuk kuralları çerçevesinde olur. Birer Kamu Hukuku dalı olan İdare ve İdari Yargılama Hukukları alanında görülen tam yargı davaları bakımından, idarenin sorumluluğunu gerektiren bir olay söz konusu olduğunda, zararın ve tazminatın hesaplanması bakımından da Medeni Hukuk'un bir alt dalı olan Borçlar Hukuku'nun ilkeleri hâkime yol gösterecektir. Ayrıca Medeni Hukuk'un temel kaynağı olan Medeni Kanun'un başlangıç hükümleri arasında yer alan öyle bazı ilkeler vardır ki, bunlar sadece özel Hukuk'un tüm dallarında uygulama alanı bulmakla kalmaz, Kamu Hukuku nitelikli ilişkilerde de büyük bir rol oynar. Örneğin dürüstlük kuralı ve resmî sicillerin ispat gücüne ilişkin kuralların böyle oldukları rahatlıkla söylenebilir. Özel veya kamusal nitelikli diğer hukuk dallarını da etkileyen Medeni Hukuk kurallarına ilişkin örnekleri çoğaltmak pekâlâ mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder